22.12.2016

Hayrettin Karaman'ın öncü hocaları sapıklar listesinden

  

















 Hayrettin Karaman'a neden "dikkat" diyoruz? Dinler Arası Diyalog ile alakalı zırvalarını zaten biliyorsunuz. Peki, kitabında "öncüler" olarak lanse ettiklerinin sapıklığın öncülüğünü yapanların olduğunu biliyor muydunuz?



17.12.2016

Kayseri'de terör saldırısı


Terörle mücadele kahramanları, kalleşçe saldırıya uğradı
Terör örgütü PKK, kendisine dağları, hendekleri mezar eden komandoların karşısına çıkamadı, her zamanki gibi sinsice saldırı düzenledi.
TSK'dan yapılan açıklamada 13 askerin şehit düştüğü, 48 askerin ise yaralandığı belirtildi.

Bundan bir yıl önce, terör örgütü PKK 'savaşı şehirlere taşıyoruz' diye bir gerekçe uydurdu ve hendek kazmaya başladı, şehirlerde terör üretti.

Diyarbakır Sur, Şırnak Cizre ve Mardin Nusaybin başta olmak üzere birçok doğu ve güneydoğu ilinde hendekler kazıldı, evlere el yapımı patlayıcılar yerleştirildi.

HENDEKLERİ PKK'YA MEZAR EDEN KAHRAMANLAR
TSK'nın ve Emniyet'in gözbebeği askerler kısa sürede refleks gösterdi, PKK'yı kazdığı o hendeklere gömdü. El yapımı patlayıcılar tek tek evlere girerek imha edildi, teröristler görüldüğü yerde etkisiz hale getirildi.

ÇARŞI İZNİNE ÇIKARKEN SALDIRIYA UĞRADILAR
Terörle mücadelede bugüne kadar adı en sık duyulan askeri birliklerden biri de Kayseri'deki 1. Komando Tugayı oldu. Tıpkı JÖH ve PÖH'ün olduğu gibi, seçkin birliklerden oluşan komandolar terör örgütüne hem dağda hem şehirdeki hendeklerde darbe üstüne darbe indirirken, bugün çarşı iznine sivil bir şekilde çıkarken otobüsün içinde kalleşçe bir saldırıya uğradı.

DAĞLARDA KARŞILARINA ÇIKAMIYORLAR, SİNSİCE SALDIRIYORLAR
Dağlarda komandoların karşısına çıkamayan terör örgütü mensupları sinsice bombalı araçla sivil olarak izne çıkan askerlere yaklaştı ve kendini patlattı.

16.12.2016

Erzurum'da atlı hafızlar yola çıktı


Binbir Hatim geleneği kapsamında atlara binen 4 hafız, yola çıkarak çıkarak şehrin dört bir tarafında Kuran okumaya başladı.

Merkez Palandöken ilçesine bağlı Dutçu köyündeki Pir Ali Baba’nın türbesinde düzenlenen törene Vali Seyfettin Azizoğlu, Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, Müftü Vekili Celal Büyük ve çok sayıda davetli katıldı.

4 ATLI HAFIZ YOLA ÇIKTI

Karla kaplı türbeye protokolle birlikte giden vatandaşlar Müftü Vekili Celal Büyük’ün okuduğu dualara amin diyerek 484’üncü ’Binbir Hatim’ duasını başlattı.

500 YILLIK BİR GELENEK

Törende bir konuşma yapan Vali Seyfettin Azizoğlu, "Yaklaşık 500 sene önce Pir Ali Baba Erzurum’da Erzurumlu insanların beladan, musibetten, depremden, afet ve kötülüklerden korunması için Kuran’ı Kerim’i 1001 hatim olarak başlatmış ve Erzurumlular bu geleneği 500 yıldır devam ettirmiştir." diye konuştu.

AT ÜSTÜNDE KURAN OKUNDU

Lala Paşa Camisi imam hatipi Hafız Emrullah Kaçar’ın Kuran’ı Kerin okumasının ardından atlı hafızlar at üstünde Kuran’ı Kerim okuyarak şehri dolaşması canlandırdırıldı.

GELENEĞİ PİR ALİ BABA BAŞLATTI

Erzurum merkeze bağlı Dutçu Köyü’nde yaşayan Pir Ali Baba "Eğer her yıl 1001 hatim okursanız Allah bu memleketi özellikle zelzeleden (depremden) korur" diyerek geleneği başlatır.

Yalçın Topçu, Halep'teki asıl tuzağı açıkladı!

Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Yalçın Topçu, Halep’te yaşananları değerlendirdi. Terör örgütü DAEŞ’in İngiltere tarafından yönetildiğini belirten Topçu şu açıklamalarda bulundu.

“Benim kişisel tespitim; DAEŞ’in İngiliz casus Lawrance'in gayrimeşru çocuğu olduğudur ve bu örgüt emperyalist küresel güçler hesabına çalışır. DAEŞ’in varlığının ve ürettiği etkinin temel nedeni; mezhep savaşı çıkartmaktır. Bunu Irak'ta başarmıştır. Suriye'de başarmıştır. Yemen'de başarmıştır. Şimdi Türkiye ile İran mezhep savaşına tutuşsun istenmektedir.”

‘HALEP’TE YAŞANANLAR TUZAK’

“DAEŞ bir tuzaktır. Halep'te olanlar bir tuzaktır. Özellikle Türkiye'de mezhebi kırılma ve çatışma körüklenmektedir. Halep üzerinden ortaya çıkan insanlık dramı bilinçli ya da bilinçsiz mezhebi düşmanlık ve kışkırtma üretmektedir. Sağduyulu ve soğukkanlı bir hassasiyet gösterilmelidir. Profesyonellik akılla yapılır, travmatik duygularla değil.”

“İRAN - TÜRKİYE ÇATIŞMASI KIYAMET OLUR”

Küresel güçlerin Ortadoğu’yu yeniden dizayn etmek istediğinin altını çizen Topçu, “İran ile Türkiye arasındaki bir çatışma bütün coğrafyanın en büyük kıyameti olur. Kazananı olmaz. Aynı şeylere BAB’da ve daha pek çok yerde karşılaşacağız. Mücadeleyi devletimiz ve güvenlik kuvvetleri yapar, biz onlara destek veririz. Sakin olacağız ve her şeye rağmen yüksek moralimizi muhafaza edeceğiz. Morali bozuk olanlar terörün tuzağına düşmüş olanlardır. Endişeye, ümitsizliğe gerek yoktur. Ankara bir oldukça, iri olacak, diri olacak. Ankara diri oldukça mazlumların kıyamete kadar sahibi olacak ve bu çemberi Çanakkale’de, Sakarya’da dedelerimizin yardığı gibi yarıp çıkacaktır” diye konuştu.

Uzman Onbaşı: Bir gözü kaybettiysek diğeri bize yeter

TSK'nin El Bab kentine düzenlediği operasyonda DEAŞ'ın vurduğu iki tanktaki yaralılardan birinin Muğla Ortacalı 25 yaşındaki Uzman Onbaşı Abdulkadir Dirmilli olduğu ortaya çıktı.

Nişanlı olan Dirmilli, Facebook sayfasından yaptığı açıklamada, saldırıdan sonra sol gözünün görmediğini belirtip, "Çok şükür kol, bacak yerinde duruyor. Bir gözü kaybettiysek diğeri bize yeter. Bir an önce iyeleşip, görevime dönmek istiyorum" dedi.

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Suriye'nin kuzeyindeki El Bab şehrindeki operasyonu sırasında, DEAŞ'ın tow silahı ile geçen 12 Aralık'ta vurduğu iki leopard tankından birinde bulunan Uzman Onbaşı Abdulkadir Dirmilli yaralandı. Saldırının ardından helikopterle Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne getirilip, tedaviye alındı. Sol gözü görmeyen Dirmilli'nin bunun dışında genel sağlık durumunun iyi olduğu belirtildi.

'ÇOK ŞÜKÜR KOL BACAK YERİNDE DURUYOR'

Facebook'taki sayfasında bir paylaşımda bulunan Uzman Onbaşı Dirmilli şunları yazdı:


"Dualarınız için ne kadar teşekkür etsem azdır. Sağolun arıyorsunuz ama telefonlarımı açamıyorum. Başım çok ağrıyor. Şu an kimseyle konuşmak istemiyorum. Sol gözümün görmemesi dışında hiçbir şeyim yok. Çok şükür kol, bacak yerinde duruyor. Bir gözü kaybettiysek diğeri bize yeter. Bir an önce iyeleşip, görevime dönmek istiyorum. Geride kalan arkadaşlarım zor durumda. Gözümü geri kazanmak için birkaç ameliyat olacağım. Şu an yaralarımın iyileşmesini bekliyoruz." 

Zalim Esad güçleri doğu Halep'te operasyon başlattı.

El Cezire'nin geçtiği habere göre Esad güçleri doğu Halep'te operasyon başlattı..

Son dakika: Halep'te 800 kişi rehin alındı

Suriye'nin Halep kentinde rejim güçlerinin kuşatması altındaki bölgede sıkışan sivil ve muhaliflerin tahliyesine yönelik operasyonun askıya alındığı bildirildi. Uluslararası haber ajansları, alınan kararı, son dakika gelişmesi olarak duyurdu. Anadolu Ajansı'nın haberinde, "rejim yanlısı terörist grupların", Halep'teki tahliye sırasında durdurdukları konvoyda bulunan yaklaşık 800 kişiyi rehin aldığı iddia edildi.

Jandarma Genel Komutanlığı personel alımı

Jandarma Genel Komutanlığı personel alımı için düğmeye bastı. Jandarma, bünyesinde istihdam etmek üzere Sıhhiyeci Uzman Erbaş alımı yapacak.


Bünyesinde barındırmak üzere Sıhhiyeci Uzman Erbaş alımı yapacağını duyuran komutanlık, başvuru şartları konusunda bir kılavuz yayımladı. Buna göre yalnızca lise mezunu personel alımı yapacağını duyuran Jandarma Genel Komutanlığı, başvurulara lise mezunu olmayanların dışında kimsenin riayet etmemesini rica etti. İşte komutanlığın yayımlamış olduğu Uzman Erbaş personel alımı başvurusu:
TEMEL BAŞVURU KOŞULLARI
Jandarma Genel Komutanlığının Sıhhiyeci Sözleşmeli Uzman Erbaş ihtiyacını karşılamak amacıyla personel temin edilecektir.
Temin; sağlık Meslek Lisesi Okulu Acil Tıp Teknisyenliği Bölümü mezunu olup askerlik hizmetini erbaş/er olarak tamamlamış veya halen silahaltında bulunan adaylar ile 16 Aralık 2016 tarihi itibarıyla terhis tarihlerinin üzerinden üç yıldan fazla süre geçmemiş(16 Aralık 2013 tarihinden sonra terhis olanlar), düzeltilmemiş nüfus kaydına göre 01 Ocak 2016 tarihi itibarıyla yirmi beş (25) yaşını bitirmemiş olanlar arasından Jandarma Komando ile Özel Harekat birliklerinde istihdam edilmek üzere Sıhhiyeci Sözleşmeli Uzman Erbaş statüsünde yapılacaktır.
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ve erkek olmak,
b. Sağlık Meslek Lisesi Mezunu olmak veya yurt dışındaki dengi okul mezunu olmak,
c. Düzeltilmemiş nüfus kaydına göre 01 Ocak 2016 tarihi itibarıyla yirmi beş (25) yaşını bitirmemiş olmak (01 Ocak 1991 tarihi ve sonrasında doğanlar),
ç. Sözleşmeli erbaş ve erlerden(Sağlık Meslek Lisesi Acil Tıp Teknisyenliği Bölümü
Mezunu) en az üç yıl görev yapmış, müteakip sözleşme süreleri içerisinde ve müracaat yapılan yılın ocak ayının ilk günü itibarıyla yirmi dokuz yaşını bitirmemiş olmak (01 Ocak 1987 tarihi ve sonrasında doğanlar),
d. Müracaat tarihinin ilk günü itibarıyla terhisinin üzerinden üç yıldan fazla süre geçmemiş olmak (16 Aralık 2013 tarihi ve sonrasında terhis olanlar),
e. Tüm sınavları geçen adaylar için; sevk edildikleri hastanelerden "Komando Uzman Erbaş Olur veya Uzman Erbaş Olur " kayıtlı sağlık raporu almış olmak,
f. En az 164 cm boyunda olmak koşuluyla, Boy ve kilo oranları tablosunda belirtilen değerler içerisinde bulunmak. Boy uzunluğu çıplak ayakla, ağırlık ise spor şortu/eşofman ile ölçülür.
g. TSK'da daha önce subay (yedek subay dahil), astsubay, uzman jandarma, uzman erbaş veya sözleşmeli erbaş ve er (Sözleşmeli Erbaş ve Er Kanununda yer alan hükümler hariç; üçüncü hizmet yılını tamamlamış dördüncü hizmet yılında olduğuna dair belgeyle geleceklerdir.) olarak istihdam edilmemiş, askeri öğrencilikle ilişiği kesilmemiş olmak.
ğ. Vücut yapısı düzgün, her bakımdan sağlam ve fiziki görünüşü kusursuz olmak (göğüs kafesi ve omurgasında şekil bozukluğu bulunmamak, işitme ve görmede kusuru bulunmamak, gözlük, lens ve işitme cihazı kullanmamak, renk körü ve düz taban olmamak, vücudunun herhangi bir yerinde yara, dövme, yanık ve ameliyat izi bulunmamak. Türkçe'yi kusursuz konuşmak, dilinde pelteklik, tutukluk ve kekemelik gibi konuşma özrü bulunmamak).
h. Güvenlik soruşturması olumlu olmak.
ı. Askerlik hizmeti sırasında üste hakaret, emre itaatsizlikte ısrar, mukavemet, amir ve üste fiilen taarruz, fesat ve isyan suçları ile 22.05.1930 tarihli ve 1632 sayılı Askeri Ceza Kanununun 148'inci maddesinde belirtilen suçlardan hükümlü bulunmamak.
i. Taksirli suçlar hariç olmak üzere; affa veya zaman aşımına uğramış yahut para cezasına çevrilmiş yada ertelenmiş ve adli sicilden çıkarılmış olsa dahi, bir cürümden hükümlü bulunmamak.
j. Tutum ve davranışları ile yasadışı görüşleri benimsememiş, bu gibi faaliyetlerde bulunmamış veya bu gibi faaliyetlere karışmamış olmak.
k. Türk Silahlı Kuvvetlerinin manevi şahsiyetine gölge düşürmemiş, askerliğin şeref ve haysiyeti ile bağdaşmayacak eylemlerde bulunmamış, tutum ve davranışları ile yasadışı siyasi, yıkıcı ve bölücü ideolojik görüşleri benimsememiş olmak.
l. Askerlik hizmetini yapmakta iken müracaat edenler için Birlik komutanlıklarınca düzenlenen Nitelik Belgesi almış olmak.
m. Askerlik hizmetini yapmış veya 16 Haziran 2017 tarihine kadar terhis olabilecek durumda olmak,
n. Başvuru, sınavlar, kayıt kabul işlemleri esnasında, adaydan istenen bilgi, belge ve diğer yükümlülüklerin tam ve doğru olarak yerine getirilmesi gerekmektedir.
BAŞVURULAR NE ZAMAN YAPILACAK?
Ön başvurular, www.jandarma.tsk.tr genel ağ (İnternet) adresinden 16 Aralık-09 Ocak 2017 (saat 17:00'ye kadar) tarihleri arasında yapılacaktır. Hak kaybına uğramamak için Sağlık Meslek Lisesi Mezunu Olmayan Adaylar Başvuru yapmayacaktır.
Uzman Erbaş ön başvuruları, genel ağ üzerinden başvuru formunun doldurulması suretiyle yapılacaktır. Asıl başvurular ise, istenen belgeler ile seçim aşaması sınavlarına gelinmesi ve belgelerin kayıt kabul kuruluna teslim edilmesi ile yapılmış olacaktır.

6.12.2016

Eşcinselliği masum ve sevimli gösterme çabası

   Tüm dünya halkları üzerinde oynanan bir ifsad projesi var. Şeytan, askerleri olan Siyonizm mekanizmasını kullanarak dünya halklarının inanç duvarını yıkmak, nesilleri ve ekinleri bozmak için elinden geleni yapıyor.

   Özellikle Müslüman halklar zerine büyük oyunlar oynanıyor. Çünkü Şeytan Müslümanları ihlaslı olanlar hariç saptıracağına dair andiçmişti.

NESLİ BOZMANIN BİR YOLU HOMOSEKSÜELLİK

   Dikkat ettiniz mi?

   Ülkemizde her dönem bir bahaneyle bu ahlaksızları gündemimize taşıyorlar ve "fenomen" olarak lanse ediyorlar.

   Ya biri erkekliği bırakıp kadın oluyor, ya biri kadınlığı bırakıp erkek oluyor. İş değiştirir gibi cinsiyet değiştiriyorlar.

   İş değiştirirmiş gibi dedik çünkü bunun bir manası var...

   Neden bu işi yapanlar medyaya malzeme oluyor? Medya peşlerinden koşuyor?

   Çünkü bu iş onlara (yatkın olanlara) yaptırılıyor veya (hali hazırda olanlar medya önünne çıkartılıyor) ve karşılığında çok büyük paralar veriliyor.

   Bu ahlaksızlığın siyaset boyutu da var. Millet vekilleriyle "velev ki ibneyiz" diye kol kola gezen arkadan fahişeleri unutmadı bu millet.

TV PROGRAMLARINA ÇIKARTACAK KADAR ALÇALDILAR

   Bu rezillikleri ülkemizde yaygınlaştırmak, masum ve sempatik göstermek, en azından "alıştırmak ve tepkileri yok etmek" için cinsiyetine sahip çıkamamış cibbiliyetsizleri özellikle gençlerin rağbet ettiği Tv programlarına çıkartıyorlar.

   Ve halk nazarında bu tipleri normalleştiriyorlar...

   Bunlar bir ifsad projesidir...

   Bütün halkımızın tepki vermesi gerekmektedir. Müslüman mahallesinde domuz satan bu hain medyaya fırsat verilmemesi gerekmektedir.

ALLAH LANET EDER

İbni Abbas radıyallahu anhümâ şöyle dedi: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, kadınlaşan erkeklere ve erkekleşen kadınlara lânet etti.    Buhârî’nin bir başka rivayetinde de (Libâs 61) “Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, kadınlara benzemeye çalışan erkeklere ve erkeklere benzemeye çalışan kadınlara lânet etti” denilmektedir. Buhârî, Libâs 62. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Libâs 28; Tirmizî, Edeb 24; İbni Mâce, Nikâh 22

   Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem kadın gibi giyinen erkeğe, erkek gibi giyinen kadına lânet etti. Ebû Dâvûd, Libas 28. Ayrıca bk. Ahmed İbni Hanbel, Müsned, II, 325 Lanet, Allah’ın rahmetinden uzaklık demektir.    Hadis-i şerifler, erkeklerin kadınlara mahsus olan elbiseler giyerek, kadınlara mahsus zinetleri takınarak giyim kuşamlarında, kılık ve kıyafetlerinde kadınlara; kadınların da erkeklere has kıyafetlere girerek erkeklere benzemesinin haram olduğunu İfade etmektedir.

   Hafız İbn Hacer’in açıklamasına göre; kadınların ya da erkeklerin, konuşmalarda ve yürüyüşlerinde zıt cinslerine benzemeye çalışmaları da giyim kuşamlarında benzemeye çalışmaları gibi haramdır.

   Ancak, kadın ve erkeğin kıyafetleri beldelere göre değiştiği için bazı beldelerde erkek ve kadın kıyafetlerinin ayırd edilmeleri zorlaşacak şekilde birbirine benzeyebilirler. Bu durumda kadınların islami şekilde örtünmeleriyle bu benzerlik ortadan kalkmış olur.

   Konuşmada ve yürüyüşte karşı cinse benzemenin lanete hedef olması ise, yürüyenin ya da konuşanın kastına bağlıdır. Binaenaleyh yürümesini veya konuşmasını isteyerek karşı cinse benzeten kimse bu lanete hedef olursa da, yaratılışları icabı yürüyüşleri ve konuşmaları kadına benzeyen kimseler bu benzerlikten dolayı hadis-i şerifteki lanete hedef teşkil etmezler.    Ancak bu durumda olan kimseler bu benzerlikten kurtulmak için güçlerinin yettiği nispette alıştırma yapmakla mükelleftirler. Alıştırma sonucu yavaş yavaş bu durumdan kurtulabilirler. Eğer bu durumdan kurtulmak için gereken çabayı göstermezlerse onlar da bu lanete müstahak ve hedef olurlar.

www.ihvanlar.net

1.12.2016

Halep

 Değerli kardeşlerimiz, Halep son günlerin en zor zamanlarını yaşıyor. Gelen haberler hiç iç açıcı değil. Her yer kan, her yer ceset.

   Bütün dünyanın gözü önnüde şeytanın sol kolu Rusya ve Şeytanın oyuncağı İran tarafından ağır bombardıman altında tutulan Halep'de soykırım var. Ve kitlesel katliam işleniyor.

   Bizler ise sadece un yağ göndermekle yetiniyoruz.

DUA ORDUSU OLALIM

   Oturduğumuz yerden de dualarımızla Allah'ın (Celle Celaluhu) yardımını Halep'e çekebiliriz.

   Bunun için her gün mutlaka 450 KERE

HASBÜNALLAHU VE Nİ'MEL VEKİL

Anlamı: (Allah bize yeter, O ne güzel vekildir)

100 KERE

Seyühzemülcem'u ve yüvellûnedübür

Anlamı: (Yakında o cemaat (Bedirde) dağılıp arkalarını çevirecekler.)

   Bu iki duayı en az bu rakamlarla en çok da dilediğiniz kadar boş kaldıkça Halep'i düşünerek düşmana karşı okuyunuz. Özellikle gece teheccüd vaktinde Allah'ın bize verdiği ama o kardeşlerimizde olmayan rahat yataklarımızdan kalkıp iki rekat namaz kılıp Halep'teki müslümanların kurtuluşu, zalim kafirlerin kahrı için dua edelim...

   Allah (Celle Celaluhu) rızası için ihmal etmeyiniz... Mutlaka okuyalım...

www.ihvanlar.net

29.11.2016

Mümtaz Hoca(!) İsak Gürses'in gerçek yüzü ortaya çıktı

   Hani çayla alakalı bir bilmece sorulur ya! Tarlada yeşil, pazarda siyah evde kırmızı? diye. Bahse konu şahıs da aynı hesap...    Nüfusta İsak Gürses, Etrafta İrfan Gürses, Cemaat içinde Abdulfettah Kevseri...    Peki acaba neden böyle?    "Ruhul Furkan tefsirinde harama delal deniyor" diyen ve Marifet Derneği'nin de "mümtaz hocamız" diyerek sahip çıktığı ve cemaat içinde Abdulfettah Kevseri takma ismiyle dolaşan zatın asıl isminin İsak Gürses olduğu ve ticaret yaptığı insanları mağdur ettiği ortaya çıktı.     Rabbimizin her işinde bir hikmet var ki, Ruhul Furkan meselesinin ortaya çıkmasıyla bu şahsın da asıl kimliği ortaya çıkıp cemaati daha fazla lekelemesinin önüne geçilmiş oldu. (Ve Abdulfettah ebu Ğudde ile Zahid Kevseri gibi iki muhterem zatın ismini kirletmesinin de önüne geçilmiş oldu) İşte Facebook'da KIYMETLİ ADAM sayfasından KIYAMDER'in yayınladığı gerçekler. (Devamını o sayfadan takip edebilirsiniz)
 -1-
   
-2-
   
Bakalım bundan sonra Marifet nasıl bir adım atacak? Şayet bu kişiye sahip çıkılıyorsa o zaman hakikaten bir şeyler dönüyor demektir....

15.11.2016

Deaş'e eleman gönderen Ebu Hanzala ve Hücre evleri tehlikesi

   Çok önemli bir konu değerli arkadaşlar. Türkiye'de Tevhid mücadelesi ve selefilik örtüsü adı altında Işid'e eleman yetiştirip "islam Devleti kuruldu, katılmak farz oldu" diyerek gençleri Işid'e yollayan Ebu Hanzala ve gurubu her şehirde yapılanmaya çalışıyor. Ve hücre evi faaliyeti yürütüyorlar.    Bu virüslü hücreler Türkiye halkını tekfir ettiğinden kanları helal, malları ganimet olarak görüyor. O yüzden çok büyük potansiyel bir tehlike. Her an "cihad, hilafet" gibi kavramları istismar ederek dış güçlerin emriyle harekete geçebilir ve katliamlara imza atabilirler... Yetkililer acilen tedbir almalıdır.

30.10.2016


 Irak'ta kayda alınmış bir görüntü. Şii milisler yakaladıkları Sunnilerle böyle eğleniyor. Mezhepçi Şiiler kameralar önünde bunu yaparken zindanlarda neler yapıyor düşünemiyorsunuz bile..

Dünya Tarihine Damga Vurmuş 7 Müslüman Bilim Adamı

28.10.2016

İran'ın yeni fitnesi "Hz. Muhammed" filmi

   Suriye'de ve o coğrafyada Müslümanların kanlarını oluk oluk akıtan İran, İslam dünyasında yeni bir fitneye daha ön ayak oldu.
   Sözde Peygamberimizin hayatını filme uyarlayan İranlı'lar bir kişi ile Peygamberin bedenini filmde temsil etme ahlaksızlığını yaparken Şii ideolojisini de filme taşıyor. Konu ile alakalı bir yazı paylaşan M. Fatih Ustaosmanoğlu filmle alakalı şu bilgiyi veriyor:
HZ MUHAMMED ADLI FİLM, İRANLI VE Şİİ YÖNETMENİN HAZIRLADIĞI ŞİA KÜLTÜRÜ BASKIN BİR YAPIDIR..DİKKAT..!!!!!!
İran'lı Şii bir yönetmen MECÎD MECÎDÎ tarafından İran'da hazırlanan "MUHAMMED" adlı film, Türkiye'de galası yapılmak sureti ile beyaz perdeye yansıtıldı.Hurafe ve yalan üzerine inşa edilmiş film islam itikad ve inancına ters hezeyanlarla dolu.Bu konuda herkesi uyarmak ehli sünnet bir
Müslüman olarak boynumuzun borcudur.
Özellikle çocuklarımızı böyle yalan yanlış üzerine inşa edilmiş filimden uzak tutunuz..!!
Görüldüğü kadarıyla film, açıktan Şia reklamı yapmakta ve baskın bir Şia kültürü işlemektedir. Herşeyden önce film İran'da hazırlanmış, yönetmeni de Şii ve İran'lıdır.
Hz. Ebubekir, Ömer, Osman ve Aişe r. a gibi güzide sahabilere filmde hiç yer verilmemiştir. Çok az miktarda Hz. Hamza figürü varsa da bu şekliyle Hz. Hamza da eksik tanıtılmaktadır. Hz Peygamber s.a.v. de filmde gösterilmesi de dinen ciddi bir hatadır.
Ebu Leheb'in karısının, cariyeleri olan ve Peygamber Efendimiz'e çocukluğunda süt emziren Süveybe'yi, Peygamber efendimizi emzirmeden men ettiği bilgisi de kaynaklarımızla örtüşmemektedir.
Aynı şekilde, Şia-Ehli Sünnet kavgasının temelini güçlendirmek maksadıyla, daha Hz. Peygamber sav'in çocukluğu döneminde, Haşim oğulları ile Emevi soyu arasında bir kavganın olduğu savının işlenmedi gerçeğe aykırıdır.
Benzer şekilde film içeriğinde, hadislerde veya makbul İslam tarihi kaynaklarında doğrulanmayan pek çok uyduruk bilgiye yer verilmiştir.
Filmde ayrıca, Samanyolunun "sırlar dünyası" gibi, özü dinde olmayan çarpıcı bir gizemlilik de mevcuttur.
Bütün bunlar filmdeki şia propogandasını yansıtmaktadır.
Bunlardan başka filmde, Yahudiler, Hırıstiyanlar ve papaz Bahira, Hz. Peygamber'e sahip çıkıyor gösterilerek "diyalog" teması işlenmektedir. Buna da 
قل يا اهل الكتاب تعالوا الى كلمة سواء بيننا وبينكم
"=Ey Ehli Kitap, sizinle bizim aramızdaki ortak kelimeye geliniz ki o ...."
ayeti delil gösteriliyor. (Bu ayeti bu günkü "diyalog"a delil göstermek kişiyi küfre sokar. Çünkü ayet, Allah ve Rasülüne imanda bir araya gelmeyi emrediyor.
Sözkonusu film, İran devletinin sahada göstermiş olduğu kanlı eylemlerini, akıttığı onca ehli sünnet müslüman kanı yanında birde sanat Teması ve sinema yolu ile de beyinleri harap etme fikri gütmektedir...!!!!!
YUSUF KAPLAN İSE ŞÖYLE TEPKİ VERDİ

25.09.2016

Anıtkabir çocuk parkına Sözcü güldürmecesi

   Türkiye'de geri kalmışlığın yegane sebebi kemlaist zihniyettir. 90 yıldır heykel yapmaktan başka bildikleri bir şey olmadığı gibi insanların ibadetleriyle, kılık kıyafetleriyle uğraşmışlardır. Bir şey üretmezler, bir şey geliştirmezler, ileriye yönelik diğer ülkeleri aşacak bir projeleri yoktur.
   Geçtiğimiz günlerde anıtkabire bir park yapılmış. Anıtkabir'i tapınak olarak gören zihniyet ayağa kalkmış. 15 temmuz gecesi evine sinenler büyük bir cesaret örneği göstererek parkı basmışlar :)
   Yok efendim çocuklar hüzünlü olmalıymış, ağlamalıymış, orası oyun yeri değilmiş gibi çok komik ifadelere yer vermişler. Durumun vahametini görün diye sayfamıza taşıdık


6.09.2016

Hava Kuvvetleri 'Akıncı' üssü adını 'Mürted' olarak değiştirdi.

15 Temmuz darbe girişiminin ana üssü olan Ankara’da Kazan İlçesi sınırlarındaki ‘Akıncı’ 4. Ana Jet Üs Komutanlığı’nın adı, Hava Kuvvetleri tarafından değiştirildi. Üs, ‘meydan komutanlığı’ seviyesine düşürülürken Akıncı adının yerini 1995’e kadar kullanılan ‘Mürted’ aldı..

OHAL kararları çerçevesinde Akıncı Hava Üssü'nde bulunan üç F-16 filosu kapatıldı. Akıncı'daki 141, 142 ve 143'üncü filolara ait 60'a yakın F-16, Konya, Merzifon (pisti tamirde olduğu için filolar Erzurum'da) ve Eskişehir'e gönderildi. Normalde tugay seviyesinde olan ve komutanı tuğgeneral olan üs, uçaklarının dağıtılmasının ardından hava meydan komutanlığı statüsüne indirildi.

Hava Kuvvetleri'nin organizasyon yapısına göre hava meydan komutanları albay rütbesinde. Hava meydan komutanlıklarında filo bulunmuyor. Sadece intikal edildiğinde diğer filolar tarafından kullanılıyor.

ESKİ ADINA DÖNDÜ

Akıncı Hava Üssü, 1960'da hizmete girmişti. Başkentin savunması amacıyla üs Ankara'nın batısındaki Mürted Ovası'na inşa edilmişti. Bölge adını, 1402'de Osmanlı ile Timur'un ordusu arasındaki Ankara Savaşı'ndan almıştı. Savaş sırasında Osmanlı ordusunda yer alan Kara Tatarlar ve bazı Anadolu beyleri ihanet ederek Timur tarafına geçmişti. Bu savaşta Osmanlı ordusu yenilmiş ve padişah Yıldırım Beyazıd esir düşmüştü.
Savaş sonrasında bölge İslam'da dininden ayrılan, dini reddeden anlamında 'Mürted' olarak anılmaya başlanmıştı. Mürted ismi, 1995'te Akıncı olarak değiştirildi.

TÜRK HAVACILIK SANAYİNİN MERKEZİ

Üssün sınırlarında Türk Havacılık ve Uzay Sanayi (TAI) tesisleri bulunuyor. Akıncı'nın hava meydanı statüsüne çevrilmesiyle birlikte üssün aynı zamanda havacılık teknoloji merkezi olarak da geliştirilmesi, bir test merkezi haline gelmesi de planlanıyor. Halen TAI'nın tasarladığı Hürkuş, T-129 ATAK helikopteri ve ANKA İnsansız Hava Araçları'nın testleri burada gerçekleştiriliyor. Bölgede kurulacak havacılık organize sanayi ile burada imal edilecek parçaların Mürted üzerinden taşınması hedefleniyor.

DHA

.

29.08.2016

Kur'an asıldır Sünnet usûl


2 PKK'lı terörist teslim oldu.

Van'ın Başkale İlçesi'nde terör örgütü PKK'dan kaçan 2 terörist, mühimmatlarıyla birlikte güvenlik güçlerine teslim oldu..

Van'ın Başkale İlçesi'nde PKK'nın dağ kadrosundan kaçan 2 terörist, silah ve mühimmatla birlikte jandarmaya teslim oldu.

Bir kalaşnikof piyade tüfeği, 3 şarjör, bir el telsizi, bir el bombası, çok sayıda mühimmat ve yaşam malzemesiyle teslim olan teröristler, jandarmadaki ifadelerinin ardından çıkarıldıkları mahkeme tarafından tutuklandı.

DHA

.

28.08.2016

Uganda Cumhurbaşkanından Netanyahu'ya one minute


Diyarbakır Havalimanı'na saldırı

Merkez Bağlar İlçesi'nde bulunan Diyarbakır Havalimanı VİP bölümündeki polis kontrol noktasına PKK'lı teröristler tarafından roketatarlı saldırı düzenlendi.

Atılan 4 roket mermisi, boş araziye düştü. Patlamada, şarapnel parçaları nedeniyle havalimanının bazı camları kırıldı.

ÖLÜ VE YARALI YOK

İlk belirlemelere göre ölen ya da yaralananın olmadığı saldırının ardından bölgeye polis ekipleri sevk edildi. Havalimanına giden yolları kesen polis ekipleri, bölgede geniş çaplı operasyon başlattı.

Bu arada, havalimanında bulunan yolcular ile personel terminal içine alındı. Geçici olarak havalimanı uçuşlara kapataldı.

27.08.2016

Bahçeli, Türkçe Olimpiyatlarına katılmayacağını söyleyince başına neler gelmiş neler?

MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli önceki gün bir grup sivil toplum kuruluşu yöneticilerini kabul etmiş. Burada tarihi bir açıklama yapmış. Bu açıklamaları duyunca ben de çok şaşırdım. Bahçeli paralel yapının nasıl kumpasına uğradığını anlatmış.

Bu yapıyı yıllar önceden keşfeden Sayın Devlet Bahçeli bakın neler söylemiş: “2009 yılında Gazi Üniversitesi’nden bir akademisyen beni aradı. ‘Kızımın düğünü var sayın başkanım, size davetiye vermek istiyorum’ dedi. Ben de kendilerine randevu verdim. Bu randevuya yanında bir başka akademisyeni de getirmiş. Neyse sohbete başladık, hoş beşten sonra o kişi bana ‘mayıs ayında kızımın düğünü var. Bu düğüne sizi bekliyoruz’ dedi. ‘Ama asıl önemli bir konu daha var’ dediler. Yanında gelen akademisyen, ben ikisini de tanıyorum. ‘Efendim aynı tarihlerde bizim düzenlediğimiz Türkçe Olimpiyatları var. Bu programa katılmanızı bekliyoruz. Bu programa katılmazsanız bizi üzersiniz’ dediler. Tabii ben maksadın beni düğüne çağırmak olmadığını anladım. Bunlar hep ikili oynayan tipler. Asıl hedeflerini her zaman gizlerler. Sürekli oyun oyun içinde oyun kurarlar. O nedenle çok kızdım.

Sizi ve hareketinizi tasvip etmiyorum. Kendilerine dedim ki, bu ülkücü hareket günün birinde sizin karşınızda olacak. Ülkücüler sizin gerçek maskenizi düşürecekler. Bilin ki bütün ülkücüler sizin karşınızda olacaklar. Bu programa katılmayacağım.

Bunu söyleyince gelen hoca, ‘ben bir buçuk ay sonra ABD’ye gideceğim orada önemli bir zatla görüşeceğim -tabii Gülen’i kastediyor.- Bu söylediklerinizi aynen ileteyim mi o zata’ dedi. Ben de aynen iletin. Biz ülkücüler sizin karşınızdayız dedim” diyor.

Sayın Devlet Bahçeli bu açıklamayı yapmasından iki ay sonra gazetelerde aleyhinde haberler çıkmaya başlıyor. Sayın Bahçeli’nin cumaya gitmediği, dindarları sevmediği, cemaatleri sevmediği gibi iftiralar atılmış. Sayın Bahçeli “bizi din düşmanı ilan ettiler” demiş.

Oradan bir sivil toplum yöneticisi ise “Sayın Bahçeli, peki partinizle ilgili birtakım kasetler yayınlandı. Partinize bir operasyon çekildi. Bu operasyonları da bu Fetöcüler mi yaptı?” diye sormuş. Sayın Bahçeli de “aynen öyle” diye cevap vermiş.

Buradan bir kez daha anlıyoruz ki paralel terör örgütü hedefe ulaşmak için yapmadığı numara yok. Kurmadığı tezgah yok. Vicdan, ahlak, hukuk bu konuda sıfırlanmış durumda. İftira kumpas bunların rutin ahlakı haline gelmiş.

Son dönemde Meral Akşener’e verilen paralel desteklerin sebebi Sayın Bahçeli’nin bu dik duruşudur. 7 Haziran seçimlerinde HDP ve MHP’yi bir araya getirmek isteyen yıkım koalisyonunun içinde paralel yapı da varmış. 15 Temmuz darbe sürecinden sonra net bir biçimde anlıyoruz ki, MHP’ye operasyon hâlâ devam ediyor. Bahçeli’nin MHP’den gitmesi ile birlikte, yıkım koalisyonu önce MHP’yi asimile edecek sonra da ülkeyi parçalayacaktır.

Sayın Bahçeli “önce ülkem sonra partim” diyen bir lider. Bu yapıyla mücadeleye yıllar önce başlamış.

Ancak görünen o ki, dinleyen pek olmamış.

28 Şubat mağduru

memurlar dönmelidir...

Paralel yapı mensupları 28 Şubat sürecinde hiç mağdur olmamışlar. Hep başka dindar ve milli gruplar zarara uğramış. O dönemde TSK’dan atılan, MİT’ten atılan, Polis teşkilatından atılan, yargıdan atılan ve bürokrasiden atılan, kumpasa uğrayanların da tekrar kurumlarına dönmesi için bir imkan verilmelidir. Bu yapının zararları her yerde tamir edilmelidir. Haksızlığa uğrayanlara hakları verilmelidir.

Sinan Burhan - Yeni Akit

40 iş adamı FETÖ’ye finansal destekten tutuklandı!.

İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'nca, FETÖ/PDY'ye finansal destek sağladığı iddiasıyla yürütülen soruşturmada, Akfa Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Aktaş, yardımcısı Ferhat Aktaş, Bank Asya’ın hakim ortakları Hasan Sayın ve İbrahim Sayın kardeşler, Fi Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Fikret İnan, FETÖ üyesi olmak, "Terör örgütüne finansman sağlamak" ve "suçtan kaynaklı mal varlığı değerlerini aklamak" suçlarından tutuklandı..

Aktaş ile Sayın kardeşler ve Fikret İnan'ın tutuklanmasıyla FETÖ'ye finansal destek sağladığı iddiasıyla tutuklanan işadamlarının sayısı 40 oldu. 22 şüpheli adli kontrol uygulanarak tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
Andolu Cumhuriyet Başsavcılığınca FETÖ'ye finansal destek sağladığı iddiasıyla Akfa Holding ve 44 alt şirkete yönelik soruşturmada gözaltına alınan Akfa Holdingin eski yöneticisi İhlas Holding CEO'su Cahit Paksoy FETÖ üyesi olmak suçundan tutuklanmıştı.
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'nca FETÖ/PDY'ye maddi destek sağladıkları iddiasıyla AKFA Holding ve holdinge bağlı 44 şirket ile ortakları ve çalışanlarına yönelik düzenlenen operasyon kapsamında haklarında gözaltı kararı çıkarılan 120 şüpheliden 102'si gözaltına alınmıştı
.

Artvin’de Almanlar’ın parmağı ortaya çıktı.

Almanlar’ın Cerattepe’de derneklerle işbirliği yaptığı kanıtlandı. Bağımsız ve çevreci olduğu iddia edilen Yeşil Artvin Derneği’nin Almanya ile hem yazıştığı hem de toplantılar yaptığı ortaya çıktı.

Cerattepe'de kamuoyunda yanlış bir algı yaratan derneğin geçmişteki benzer eylemlerde olduğu gibi dış bağlantılı olduğu ortaya çıktı. Bergama'da sıklıkla dile getirilen arka planda Alman vakıflarının olduğu iddiası Cerattepe'de kanıtlandı. Yeşil Artvin Derneği'nin Almanya ile birçok kez yazıştığı ve toplantılar yaptığı ortaya çıktı. Almanya'da birçok kamu ve özel kuruma dernek tarafından birçok mektup ve evrak gönderildi. Bunlar arasında en dikkat çekenleri ise Alman kamu kurumları. Almanya'da bakanlıklarla yazışan derneğin, irtibat halinde olduğu kurumlardan altısı bakanlık düzeyinde.

BAKANLIKLARA MEKTUP
Tamamen bağımsız ve çevreci olduğu iddia edilen derneğin mektuplarını gönderdiği bakanlıklar Almanya Dışişleri, Maliye, İçişleri, Kalkınma, Enerji ve Çevre bakanlıkları. Bu bakanlıklar dışında yazılı olarak görüşülen kurumlar arasında bankalar da var. Artvin'de bir çevreci derneğin Almanya'daki bankalar ile irtibat halinde olması da daha önce derneğin Almanya tarafından fonlandığı yönündeki iddiaları güçlendirdi. Dernek üyelerinin birçok kez Almanya'ya gitmesi orada kamu ve sivil toplum kuruluşları ile bir araya gelmesi de dikkat çekti. Dünya Kitle İletişim Araştırma Vakfı'nın girişimi ve Avrupa Birliği destekli haftalık çalıştaylara katılan dernek üyelerinin aralarında aktivistlerin ve gazetecilerin de olduğu toplantıları Almanya'da gerçekleştirildi.

ARTVİN'DE BÖLÜCÜ ÖRGÜT PROPAGANDASI YAPTILAR
Artvin dışından gelen ve Kobane eylemlerinde PKK/PYD saflarında eylemlere katılan aktivistlerin çoğunun suç dosyası hayli kabarık. Çevreci gibi gözüken ve şehir dışından gelen eylemcilerin birçoğu doğayı koruyan pankartlar taşıma yerine siyasi içerikli pankartlarla eylemlerde yer aldı. Artvin'de düzenlenen eylemlerde 'Artvin Cizre'dir, Cizre Artvin'dir' yazılı pankartlar taşıdı.

ÇEVRECİ GÖRÜNEN AKTİVİSTLERİN SUÇ DOSYASI

Terör
Kasten yaralama
Mala zarar verme
Cumhurbaşkanına hakaret
Hükümete hakaret
Memura mukavemet
Kamu malına zarar
Örgüt üyeliği

SABAH.